Geri Bildirimler
(Yönetici Yetkinlik Geliştirme Projesi)
Aşağıda ilki gösterilen değerlendirme yazısının devamını (diğer yöneticilerin geri bildirimlerini) okumak için ekranı yana kaydırınız…
- Sevgili Cemal Bey. Bize vermiş olduğunuz eğitimlerden sonra gerçekten bazı şeylerin eksikliğini hissettim ve tamamlayıcı bilgiler olduğunun farkına vardım. Hayatımda ne gibi değişiklikler oldu diye sorarsanız benim ve personelim için bazı şeyler pozitif olmaya başladı ama burnu havalı ve anlayışsız insanların olduğu bi ortamda çalıştığımız için onlar adına bi fark oldu mu bilemiyorum. Benim adıma pek şikayetleri olmuyordu ama personelim için oluyordu bunları da en aza indirdim. Daha az stres yaşıyoruz, çatışmalarla artık tek başıma çıkabiliyorum patronların yani müşterinin tatlı sert tuzaklarına düşmüyorum artık. Risk almak için artık daha rahat hissediyorum kendimi. Ben iyi bir dinleyici oldum her zaman ve personelimi de iyi birer dinleyici haline getirdim. Hayat uzun bi okul daha öğrenecek çok şeyimiz var ve biz kaliteli sağlıklı bir yaşam istiyorsak hayatımızdaki tüm zorlukları başarı ile atlatmamız gerekiyor. Ben sizde şunu gördüm her ne kadar bize verdiğiniz eğitimin size bir maddi kazancı olsa da işinizi severek yaptığınızı, bildiğiniz bilgileri insanlarla paylaşmaktan zevk aldığınızı ve bunun ne kadar değerli olduğunun ışığını sizde gördüm. Bu bilgileri bizlerle paylaştığınız için ve emek verdiğiniz için size gerçekten şükranlarımı sunuyorum.
Nurus A.Ş.
Serhat HAN (Nurus A.Ş bina amiri) - Önce selam ederim, şirketimize vermiş olduğunuz yönetici eğitiminden büyük bir haz aldım, tabiî ki… Bunda sizin çok profesyonel olmanızın etkisi büyüktü. Ben ve bütün çalışan arkadaşlarım size çok teşekkür ediyoruz. İnsanlar kıyafetleriyle ağırlanır, bilgileriyle uğurlanır, eğitimin kötüsü olmaz. Benim bu eğitimden aldığım bilgiler; - Öncelikle iyi bir dinleyici olmalıyız, - Planlı ve programlı çalışmayı, - Grup ve takım çalışmalarına önem vermeyi, - Hedefler koymayı, - Problemleri doğru tanımlamayı, - Çözüm üretmeyi, - Sistemi bilmeyi ve çalışanlara öğretme konusunda eğitimin faydalarını gördüm, Bundan sonraki yaşantınızda başarılar dilerim. Saygılarımla…
Temser
Serdar Can KÜÇÜKBAY [Güvenlik Müdürü] - Merkez ofise bizlere bu eğitimi verdiği için teşekkür ederim.10 aya yakındır eğitimlere katılıyorum, her eğitimi gerçekten özveriyle, gayretle dinliyorum çünkü bunların, yani anlatılanların hepsi bizim, yani yönetici kişilerin kullandığı ve devamlı bir şekilde maruz kaldığı şeylerdir. Eğitime gitmeden önce bazı şeylere, yani olaylara ürkek bir şekilde yanaşırdım, şimdi ise kendimden emin bir şekilde yanaşıyorum. Eğitim bizleri bütünleyen, bağlayan bir özelliğe sahipti. Eğitim gördüğümüz konuları, anlatılanları bizde bilmekteyiz fakat, bunu kendine meslek edinmiş, bu işi profosyonelce yapan bir hocamın ağzından dinlemek daha güzel bir şeydir. Ben hocamızı dinleyince bazı hususlara daha iyi vakıf oldum, eğitimden ben şahsım adına çok şeyler öğrendim, bana katkısı çok oldu. İlk önce kendime güvenim arttı, olaylara şimdi daha sağlıklı bir şekilde korkmadan yanaşıyorum, önyargılı bir şekilde değil de, her iki tarafın yerine kendimi koyup o şekilde değerlendiriyorum. Eğitime gitmeden önce bildiğimiz bir çok şeyin, eksik olduğunu gözlemledim, biz bu anlatılanların bir çoğunu biliyorduk, yapıyorduk da fakat bu bilgileri değerli bir hocadan almak bizleri bir adım daha ileri götürmüş ve katkı sağlamıştır. Hiç bir zaman öğrenmek yeterli değildir, sürekli kendimizi geliştirmeli ve bilgimizi artırmalıyız.En mühimi bunları hayata geçirmek için hareket etmeli, yalnız bilgi olarak bırakmamalıyız. Devamlı yeni kitaplar okuyarak bilgi dağarcığımızı geliştirmeliyiz. Bizlerin güçlü yönleri olduğu gibi, zayıf yönleri de vardır. Kendimizi tartıp zayıf yönlerimizi sürekli geliştirmeliyiz. Bu sayede kendimize olan güvenimiz artar ve kendimizi güçlü hissederiz, yoksa sürekli korku içinde oluruz.Hocamızdan şunu öğrendim hiç kimse yeterli değildir. Bilmesi gereken daha çok şeyin olduğunu bilmelidir. Şirketimiz biz çalışanlarına değer verdiği için, bizlere bu eğitimi layık görmüştür. Bu da şirketimizin çalışanına verdiği değeri gösteriyor. Bu sayede hem bizim hem de şirketimizin ileriye bakışı olumlu yönde gelişmektedir. Bu eğitimi bizlere layık gören şirket yöneticilerine teşekkür ediyorum, hocamızında ağzına sağlık ileride de eğitimlerin devamını istiyorum.
Levent 2002
Adem TOPÇU (Güvenlik Müdürü) - Öncelikle bize böyle bir eğitim olanağı hazırlayan TEMSER'e ve size çok teşekkür ediyorum. Bu eğitimin çalışma hayatında bize ışık tutacağından çok eminim. Özellikle son 2 eğitimden (YÖNETİCİLİK ve LİDERLİK) çok keyif aldığımı söylemek isterim. Bu eğitimde öğrendiklerimi çalışma hayatım boyunca işimde uygulayabileceğim çok yararlı metotlar. Ben şunu söylemek istiyorum. Eğitim süresi boyunca meslektaşlarımın çoğu ve Proje Müdürü pozisyonundaki müdürlerimiz çok değiştiklerini söylediler. Astlarına ve evdeki davranışlarına kadar değiştiklerini söylediler. Şaşırmadan yapamadım. Acaba bu eğitimi almadan önce çalışanlarını ve projelerini kötü mü yönetiyorlardı? Ben değişmedim. Benim astlarıma, üstlerime ve müşterilerimize olan davranışlarım ve ilişkilerim her zaman çok iyi olmuştur. Bu eğitim bana artı olarak çok şeyler kattı ve katacak. Zaten bu yüzden eğitim boyunca bize anlatmış olduğunuz derslerde hep kendimi bulduğumu söyleyebilirim. Ben de bunları yapıyorum ben de böyle davranıyorum dediğim çok konu oldu ve bunların çağımız yöneticiliğine de uygun olduğunu sizin verdiğiniz eğitim sayesinde anlamış olmam gerçekten beni çok sevindirdi ve daha da profesyonelleştiğimi bu sayede anladım. Güzel ve öz ders anlatımlarınız ve dersler boyunca bizden esirgemediğiniz yardımlarınız için de size ayrıca teşekkür etmek istiyorum.Her şey için teşekkürler Cemal Bey. Saygılarımla…
Beybi Giz Plaza
Niyazi SUCU (Güvenlik Amiri) - Bu tür eğitimlerin insanı ne kadar geliştirdiği tartışılmaz bile. Etkili bir sunum yöntemiyle alınan bu eğitim, kişinin kendini görmesi için iyi bir ayna görevi üstlenmiş oldu. Fakat eğitim alan kişilerdeki değişik zamanla fark edilir. Aldığımız eğitim sonucunda; personellerle yapılan toplantılarda, alınan eğitim hakkında bilgi akışı sağlandıktan sonra, personelin bu eğitim sonucu nasıl değiştiği tarafımdan gözlenmiş olup, değişiklik; kendini ifade etme, konu anlatımı, olaylara daha geniş acıdan bakış, ikna kabiliyetleri, problemleri çözme olasılıklarının gözle görülür bir şekilde değiştiği fark edilmiştir. Böylece hem iş yerinde hem de toplum içinde kendilerine daha fazla öz güveninin arttığı gözlenmiştir. İyi bir yönetici ve iyi bir liderlik bakımdan kendimi değerlendirmeye gelince bunları hayata geçiriyorduk sadece detaylı bir şekilde adlandırma yapamıyorduk. Etkili sunuş yöntemleri iyi bir lider, iyi bir koç, iyi bir yönetici olduğumuzu bu eğitim sayesinde daha iyi pekiştirdik. Bir gerçek de var ki bunu değinmeden geçemeyeceğim: Bu eğitimler insanın kendisini geliştirmekle kalmıyor öz güvenini de arttırıyor. Bu eğitimi bizlere verdiren TEMSER firmasına ve bu eğitimi veren size sonsuz teşekkürlerimizi her zaman bir borç olarak biliriz. Bu eğitim sayesinde konuların en ince ayrıntılarına kadar kendimizde öğrenme olanağı bulduk. Bu eğitim sayesinde çıtayı her zaman yükseğe çıkartacağımdan emin olabilirsiniz. Saygılarımla
Beybi Giz Plaza
Murat ÖZDEMİR (Proje Sorumlusu) - Bu almış olduğumuz eğitimler bizim kişisel olarak gelişmemizde çok büyük etkiler yaratmıştır. Gerek personel yönetimi konusunda, gerek yöneticilik konularında, düşünme, anlama, karar verme ve organizasyon anlamlarında daha çağdaş, ince düşünen, sorunlara daha akılcı yaklaşan bir sisteme geçmiş olduğumuzu görmekteyim. Kalite eğitimlerinde anlatmış olduğunuz bilgiler sayesinde, özellikle gerçek kalitenin nasıl olduğunu ve nasıl olması gerektiğini daha açık ve net bir şekilde anlamış olduk. Çatışma konularında neler yapmamız gerektiğini eskiye nazaran şimdi daha profesyonel düşünmekteyiz. Bizlere vermiş olduğunuz bu bilgiler kişi olarak duygu ve düşüncelerimizin bundan sonra daha dikkatli, daha kaliteli olacağından hiç şüphemiz yoktur. Hocam; sizlere ve tüm kurumunuza tekrar teşekkür ediyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Saygılarımla…
Temser
Coşkun KUTBAY (Temizlik Bölümü Projeler Sorumlusu) -
Tüm eğitimleri aksatmadan özveriyle dinledim. Çünkü Sn Cemal hocamızın anlattığı eğitim ve dersler bizlere ilaç gibi gereken konulardır. Eğitime gitmeden önce bazı olaylara cesaretsiz bir şekilde yanaşırdım şimdi ise cesaretli ve özgüvenli bir şekilde yanaşıyorum. Aldığımız eğitimler bizleri bütünleyen ve bağlayan bir özelliğe sahiptir. Eğitimde gördüğümüz anlatılanları bilmediğimiz olsa da çoğunu biliyoruz bunu kendine meslek edinmiş profesyonel bir eğitimci hocamızdan dinlemek ayrı bir duygu. Eğitime gitmeden önce söyleyebilirim ki; özgüvenle çalıştığım projemde tüm personelime her zaman özgüveninizi koruyun değerlerinize sahip çıkın demişimdir. Cemal hocamızı dinleyince kendimde eksik bir şeyler olduğunu hissettim: Örneğin önyargı… Bazı olaylara önyargıyla yaklaşıyorduk. Sorunu dinlemeden, karşımızdakinin yerine kendimizi koymadan, kendimizi de haklı görerek karşımızdakinin psikolojini anlayamıyorduk. Eğitimden önce bunlar oluyordu ama eğitimden sonra çok şeylerin değiştiğini fark ettim. Hatalarımı anladım ve en asgariye indirdim. Sorunları bizzat dinleyerek, karşımdakinin yerine kendimi koyarak, yargısız infaz yapmadan, olayın nedenlerini araştırarak ve olay mahallinde inceleme ve araştırma ile kök nedenlerini bularak, yani eğitimden öğrendiğim bütün bilgileri uygulayarak yaklaşıyorum ve doğru yaptığıma inanıyorum. Bizler yönetici olarak sorun üreten değil çözüm üreten olmalıyız. Problemlerle başa çıkma işinde işimiz gereği ne zaman nerede bir sorunla karşılaşabileceğimiz belli olmuyor. Her zaman her yerde sorunlara hazırlıklı olmalıyız. Problemlerin çözümlemelerinde eğitimde öğrendiğimiz Matrix Analizini kullanmaya başladık. Bu sayede tüm takım üyelerinin bir grup kararına varabilmesini sağlamaktayız. Problemlerle başa çıkabilmek için mutlaka verilerin doğru olması şarttır. Veri toplamanın yöntemlerini öğrendik. Verilerin hangi amaca yönelik toplanacağını bilerek, doğru verileri topluyoruz. Veri çöplüğü oluşturmuyoruz ve boşa zaman harcamıyoruz Eğitimden önce personellerimle yaşadığım iletişim problemlerinin (ister istemez hatalarımız olmuştur) eğitimden sonra en asgariye indiğini, hatta tamamen düzeldiğini söyleyebilirim. Bazı olaylar sonrasında kendimizi ifade edemiyorduk. Kendimizi anlatamıyorduk. Bunların sebeplerini eğitim sonrasında anlayabiliyoruz. Bizler yöneticiler olarak; düzgün diksiyonlu, kişi ve olaylar karşısında her zaman ne yapmak istediğini bilen, vereceği kararlarda her zaman tarafsız ve adil olmalıyız. Kılık kıyafetimizle, hal ve hareketlerimizle personelimize örnek olmalıyız. Her zaman tüm olaylara hakim olmalı ve her ne olursa olsun dik durmalıyız, olaylara karşı cesaretli gitmeliyiz, umudumuzu yitirmemeliyiz. Olaylara karşı cesaretli gitmeliyiz. Eğitimden gerçekten çok şeyler öğrendiğimi düşünüyorum. Özellikle kendime güvenim arttı… Güçlü yönlerimizi ve zayıf yönlerimizi öğrenmeliyiz. Kendimizi teraziye koyup ne kadar yeterli olduğumuzu kendi kendimize sormalıyız. Zayıf yönlerimizi sürekli güçlendirmeliyiz, en azından güçlendirmek için çaba harcamalıyız. Hocamızdan şunu öğrendim: Hiç kimse yeterli değildir. Mutlaka bilmemiz gereken daha çok şeyi önermiştir. Bu bize verilen bir değerdir bu değere bizi layık gören firmamıza, yöneticilerimize ve bu eğitimde emeği geçen herkese tekrar teşekkürlerimi sunarım. Eğitimin çok yararlı olduğunu ve güzel geçtiğini söyleyebilirim ve ileride de olursa çok sevinirim. Tüm personelimin eğitimde gördüklerinden olumlu yönde etkilendiklerini görüyorum.
- Özellikle öz güveni eksik olan arkadaşlar vardı. İkili diyaloglarda kendini anlatamayan, yani kendini ifade edemeyen arkadaşlar vardı. Eğitimden sonra arkadaşlarda çok değişiklikler gözledim. Arkadaşların özgüveni arttı. Kendilerini de ifade edebilir duruma gelmeye başladılar.
- Müşterilerle diyalogları gelişti. Daha önceden yaşanan, en ufak bir durumda “kızmalar-sinirlenmeler” bitti. Hoşgörülü ve esnek olmaya başladılar. Olaylara karşı tepkileri değişti. Bütün arkadaşlarda bu değişimi gözlemledim.
- Arkadaşlarda daha önce var olan önyargı ve “sabit açıdan bakma” özelliği bariz şekilde değişmeye başladı.
- Empati becerisi eksikti. Çalışma arkadaşlarıyla bir sorunları olduğunda, haksız dahi olsalar kendilerini haklıymış gibi görüyorlardı. Karşılarındaki kişinin yerine kendilerini koyamıyorlardı. Bu görüşleri de değişti. En asgariye inmeye başladı.
Tarabya konakları
Kamil YAZGAN (Güvenlik Müdürü) - Öncelikle almış olduğum eğitimden; yöneticiliğin hayatta herkesin sahip olmayı arzu ettiği fakat gereklerini genellikle yerine getiremediği bir mevki olduğunu, yönetici makamının bir orkestra şefi pozisyonunda olduğunu, yani kemancının çalacağı “do” sesini ancak iyi bir yöneticinin yönlendirmesiyle mükemmel eserin ortaya çıkacağını öğrendim. Ana dilimizi gramer dahil çok iyi bilmemiz gerektiğini, ruhsal dengemizin sağlam olması gerektiğini, bilmediğimiz konuları öğrenmemizde inanılmaz derecede azimli olmamız gerektiğini, yerine getiremeyeceğimiz sözler vermememiz ve verdiğimiz sözleri de mutlaka yerine getirmemiz gerektiğini, konuşma ve diyaloglarımızı, hoş fıkra ve anekdotlarla süslememiz gerektiğini, uzmanı olmadığım konularda dinleyici kalmam gerektiğini, gereksiz tartışmalardan kaçınmak ve ikna yolları kapanırsa görüşmeyi başka bir zamana ertelememiz gerektiğini veya güvenilen ortak bir danışmanla fikir alışverişinde bulunmamız gerektiğini, tartışmalarda kızma hakkımızın karşımızdakinin kullanmasından hemen sonra kullanmamamızın gerektiğini, elemanlarıma ilgi ve şefkat göstermem, konuşurken ses tonumu yükseltmemek gerektiğini, onları huzursuz etmeden işleri kontrol etmeyi, eksikliklerini yönlendirerek gidermem gerektiğini, tenkit ve cezalandırmayı teke tek yapmam gerektiğini, sinirliyken hiç bir karar vermemem, kararımı ertelemem gerektiğini, yaptıklarımı övmekten ziyade daha ileri başarılarım için dayanak noktası olarak görmem gerektiğini, her zaman personelime güler yüzlü olmayı ve onları da güldürmem gerektiğini, bilgi işlem teknolojileri çok iyi bilmem, kullanmam ve kullandırmam gerektiğini, her zaman olgun davranışlar içerisinde bulunmamız ve kendimize güvenmemiz ve başkalarına da o güveni verebilmemiz, empati yapma özelliğine sahip olup ileriyi görebilmemiz, hiç bir zaman ön yargıya kapılmamamız gerektiğini, kendi sorunlarımızdan önce elemanlarımızın sorunlarını gidermemizin gerektiğini, yönetirken maharetli, olumlu eleştiriye duyarlı olmamız gerektiğini, astlarımızın iş tatminini sağlamak amacı ile gerekli olan şeyleri yapmamız gerektiğini, girmiş olduğumuz çatışmalarımızı uygun yollarla çözüp faydaya dönüştürerek riskleri ve krizleri en uygun bir şekilde yönetmemiz gerektiğini, günümüzü ve geleceğimizi göz önünde bulundurarak, gelebilecek sorunları daha önceden belirleyip etkin kılarak, zamanı geldiğinde şüphe içerisine düşmeyerek, kontrol altına alabilmemiz gerektiğini, personel seçimlerimizde gayet titiz olarak, dürüst, güvenilir ve çalışkan elemanlar seçmemiz gerektiğini, dış görünümümüze dikkat etmemiz gerektiğini, iş yerimizde beyin fırtınası seansları düzenleyip elemanlarımızla fikir alış-verişinde bulunmayı, verilmesi gereken kararlar hakkında onların da fikirlerini dinleyip, vermiş oldukları fikirlere değer vermeyi öğrendim. Yapmış olduğum anketler sonucunda ve bire bir görüşmelerimde; eğitim alan personelimizin sizden aldıkları eğitimlerden çok hoşnut olduklarını ve eğitimlerin devamının gelmesini istediklerini tespit etmiş bulunuyorum. Kariyerlerinde daha iyi yerlere gelebilmek için arzu içerisinde oldukları ve biran önce yükselme yönünde ilerledikleri ortaya çıktı. Vermiş olduğunuz eğitimlerden dolayı çok teşekkür ederim.
Giz 2000 Plaza
Mikail TEKDÖŞ (Güvenlik Amiri) - Eğitimin sürekli ve devamlı olanını faydalı bulurum ama bu eğitim bizim bildiğimiz standart eğitimleri fazlasıyla aştı ki bazı konularda kendimizi anlatmak ve anladıklarımızı uygulamak konusunda zorla(n)dığımız da bir gerçektir. Almış olduğumuz eğitimlerde mutlaka ya hayatımızda veya işimizde uyguladığımız konular da var tabii ki… Ama bunu bir formül ve yöntemle; “hangisi daha öncelikli veya hangi yöntemle en kısa zaman da istenilen sonuca ulaşılır, hangi sonuç bizim istediğimiz sonuç olarak karşımıza çıkıyor” tam işte burada çok fazlasıyla işimize yaradı. İşlerin bazen yoğunluğundan dolayı boş yere strese girdiğimiz ama sonucunu bildiğimiz halde ulaşmakta sıkıntı yaşadığımız durumlarda normal işlerden farkı yokmuş gibi standart hale oturmaya başladı. Hepimiz birilerini veya bir şeyleri dinliyoruz. Bu dinlediğimiz konuları, çoğu zaman; gelişi güzel, sıradan söylenmiş sözler olarak algıladığımızdan, bizim için aşırı önemli sayılmazdı. Ama bu eğitimden sonra; söylenen sözleri çok daha dikkatli dinlemeye çalışıp, anlamadığımız yerlerde karşı tarafın bizlere söylediği veya açık uçlu bıraktığı kelimelerden seçerek, ne anlatmak istediğini tam olarak anlamak adına açık ve net soru sorup anladığımız sözlere netlik kazandırmaya ve onay almaya çalışıyoruz. Çalışanlarımıza karşı kendi önyargılarımızın ve de karşımızdaki kişilerin önyargılarının farkına vardık. Onları anlamaya çalışmak, tanımlamak, asıl neden kaynaklandığını görebilmek, önyargıları yönetebilmek yönünde beceri kazanılması çok önemli oldu. Bu eğitimden; gerek kişisel alanda, gerekse kişiler arası ilişkilerinde etkin bir biçimde yararlanabileceğiz. "Empati" gösterebilmenin önemini görmüş olduk. Bu becerinin; hem kişisel ve hem de sosyal yetkinliklerime çok fazla katkı sağlayacağı kanaatindeyim. Özellikle yakın iletişimlerde, iletişimin başlamasının öncesinde ve sonrasında kendimizde bazı normlar oluşturmaya başladık. İyi bir iletişim için iyi niyetli, dürüst, saygılı, önyargısız olmak gerekir. İletişimin hayati bir öneme sahip olduğunu ve de etkili iletişim kurmanın ne derece olumlu sonuçlar yaratacağını gözlemledik. Bozuk bir iletişimin, sorunların çözümü için hiçbir fayda sağlamadığını, aksine; sorunları daha da arttırıp, içinden çıkılmaz bir hale sokacağını yine bu eğitimler sayesinde çok daha iyi anlamış bulunmaktayız. İletişimi sağlıklı sürdürmek için kişinin önce kendisiyle sağlıklı iletişim kurması gerekmektedir. Bu sayede insan kendisinin eksik yönlerini, güçlü yönlerini görecek, duygu ve heyecanlarının altında yatan nedenleri keşfedecektir. Duruşumuzdan, yürüyüşümüzden, kılık-kıyafete ve parfüm kalitesine kadar her yönümüzde; kitap, gazete dergi ve makale okumaya kadar birçok konuda farklı norm oluşumları başladı. Bizim bakış açımız olduğu gibi diğer insanların bakış açıları da mevcuttur. Bu eğitime kadar; kendi düşüncelerimizin ve bakış açımızın mutlak doğru olduğuna ve bunların karşısındaki olan bakış açılarının ise yanlış olduğuna inanarak iletişim kurduğumuzu gördük. Zaman ve üretkenlik eğitiminden sonra işlerimizi daha planlı yapmaya çalışıyoruz. Sizin eğitimde gösterdiğiniz ve uyguladığınız gibi; isimsiz olarak boş kağıtlara yazdırarak, ‘’Siz olsaydınız daha farklı neler yapardınız?’’ veya ‘’Şunun tarifini yapabilir misiniz?’’ gibi sorularla, yani “kafasını çıkartmayan kaplumbağa yol alamaz” diyerek, çalışanları da konulara ilgili ve ortak olmaya teşvik ediyoruz. Çalışan personellerde de önemli değişimler görülmeye başlandı. Dinleme-iletme ve anlaşılmayanları daha iyi anlamaya yönelik soru sorma becerisi yanı sıra, önyargıya maruz kalmadan iletişim becerisi gelişti. Mesela Park Bravo firmasına gelen misafirler yüzünden eskiden çok sorun yaşıyorduk: Gelecek misafirle ilgili olarak bize önceden haber verilmediğinde, kişi “Kamil beye geldim randevum şu saatte“ dediğinde, gelen kişinin altında bulunan araç markasına bakarak, önyargıya kapılarak, hemen “bu kişi patrona gelmiş” diye düşünerek içeri alınıyordu. Bu yüzden çok defa; yanlış kişilere haber verilerek, çalışma ortamının bir anda boş yere gerilmesine sebep olunuyordu. Şimdi ise; gelen kişinin kılık kıyafetine, altındaki arabanın markasına bakmaksızın, sakin bir uslup ile ‘’Hangi Kamil beye geldiniz’’ diyerek, kendine güvenen bir tavırla, ön yargılarından kurtularak ve net sonuca gidilmeye başlanmıştır. Çalışanlar hata yaptığında biz yöneticiler; doğrudan doğruya onu eleştirmeye hazır olduğumuzdan, kişinin kendine güveni zarar görüyordu. Bir sonraki adımı atarken tereddüt içerisinde, “acaba yanlış mı yapıyorum” demeye başlıyordu. Artık eleştirilerimizde daha dikkatli ve yapıcıyız. Onu rahatlatmak, anlamak ve çok daha iyisini yapabilmeye karşı kendisinin yeteneğini olduğuna teşvik etmek yönünde titiz davranıyoruz. Beklenilen performansı gösteremeyen kişi için yapılması gereken; onu işten atmak ya da cezalandırmak değilmiş. Bu eğitimde öğrenmiş olduğumuz gibi; onun içinde bulunduğu duruma empati ile yaklaşmak, ona yardım edebilmek, sorunu veya sıkıntısı için kök nedeni bulmaya çalışarak ortadan kaldırmak veya kaldıramadığımız noktalarda manevi destekçi olduğumuzu ona hissettirmek gerekiyor. Bu bilgi ve birikimleri anlatan Cemal hocama ve bize bu imkanı sağlayanlara, emeği geçen herkese teşekkürü kalben bir borç bilirim.
ParkBravo Ayazağa
Muzaffer KARADERİ (Proje Sorumlusu) - Öncelikle şirketimizin bize ve personelimize böyle bir eğitim imkanı tanıdığı için teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum. Bu eğitime başlamadan önce ilk amacımız iyi bir yönetici olabilmek için nelere dikkat etmemiz, nerelerde hata yaptığımızı gözden geçirmek ve hataları asgari düzeye indirmekti. Ayaklarımızı yere sağlam basabilmemiz için ilk önce ÖZGÜVEN, ÖZDEĞER, CESARET, UMUT çok önemliydi. Bunlardan herhangi birisinin eksik olduğunda iyi bir sonuca ulaşmamız mümkün olamayacağını bilmemizdi. Bu eğitimle birlikte şirketimizin VİZYONUNU, MİSYONUNU belirlemiş olduk. İyi bir yöneticinin karşısındaki kişiyi öncelikli olarak konu ne olursa olsun iyice dinlemesi gerektiğini öğrendik. Bir karar vermeden önce konuyu iyi anlayıp, analizini “doğru teşhisler koyarak” yapmanın ve sonuca gitmenin gerektiğini gördük. Grup çalışmasının nedenli faydalı olduğunu, herhangi bir konuda grup çalışması yaparken herkesin ortak görüşünü alarak daha iyi bir sonuca varacağımızı ve grup liderinin önemini öğrenmiş olduk. Eğitim süresince işlemiş olduğumuz konulara baktığımızda KİŞİLER ARASI İLİŞKİLER, ÇATIŞMALARI YÖNETMEK, ÜRETKEN OLMAK, ZAMANI VE KENDİNİ YÖNETMEK, KALİTEYİ YÖNETMEK, GRUP DİNAMİKLERİ, STRATEJİLERİ BELİRLEMEK yaşamımızda devamlı karşılaşacağımız konulardır. Almış olduğumuz bu eğitimin bizlerin ve personelimizin yaşamı boyunca çok faydalı olacağı inancındayım. Zaten personellerle eğitim sonrası yapılan toplantılarda konuştuğumuzda onların da ortak görüşü bu tür eğitimlerin sürekli yapılması yönündedir. Müşteriyle konuşurken duruş, kendinden emin olma, kılık kıyafet, tavır ve davranışlar eğitimde ön plana çıkan konulardır. Eğitim öncesine baktığımızda ise hepimizin zaten günlük hayatta karşılaştığı konular. Ama neyi nerede nasıl uygulayacağımızı profesyonel olarak bilemiyorduk. Sağ olsun CEMAL BOZKURT hocamız eğitimi uygulamalı, karşılıklı soru cevap, grup çalışmaları yaparak konuları anlamamızda son derece etkili olmuştur ve eğitimi eğlenceli hale dönüştürmüştür. Sonuç olarak hem personel hem de kendi fikrim “eğitimin çok faydalı olduğu” yönündedir. Eğitime tüm emeği geçenlere teşekkür eder, tüm proje çalışanlarına eğitim sonrası başarılar dilerim.
VEKO GİZ PLAZA
Osman KALINTAŞ (TEMİZLİK MÜDÜRÜ) - Cemal Bey bu eğitimin hayatımda büyük etkileri oldu. Eğitim almadan önce insan ilişkilerinde karşımdaki kişiyi dinlediğimi sanıyordum, aslında karşımdaki kişiyi tam anlamıyla dinlemediğimi anladım. Mesala bulunduğum projemdeki ekip arkadaşlarım bir olay hakkında konuşurlarken ben daha nasıl bağlayacağına izin vermeden ve konuşma esnasında başka işlerle uğraşarak olayı sonlandırıyordum. Genel yapımız olarak bunlar o zamanlar normal geliyor ve karşımızdakini fazla önemsemiyorduk. Ama eğitimden sonra kim olursa olsun ne hakkında konuşursa konuşsun araya soruyla girmeden mutlaka son cümlesine kadar dinliyor ve karşımdakine de kendisini dinlediğimi hissettiriyorum. Bulunduğum projede 4 senedir hizmet vermeme rağmen bir iş bitiminde geri dönüşleri nadiren alıyordum, ama artık her iş bitiminde bu iş çok ufak bile olsa geri dönüş yapılıyor ve bu hem beni hem de ekip arkadaşlarımın motivasyonunu güçlendiriyor. Vermiş olduğunuz eğitim aşamalarında bahsi geçen konulara aslında pek de yabancı olmadığımızı fark ettim, birçok şeyi aslında bizler de uygulamalarımızla pek de farkında olmadan öyle olması gerektiği için yapıyoruz, bu eğitim birlikte yaptığımız şeylerin bilimsel açılımları görüp bazı teorilerle aşamaları izleme yöntemini bize sunmuş oldu. Yani biz işlerimizi yaparken ‘’Kulağımızı tersten tutmaya çalışmak‘’ deyimi vardır ya, karmaşık yollardan çözümlere ulaşmaya çalışıyormuşuz. Benim eğitim öncesi kullandığım yöneticilik modelinin neo-klasik yöntem olduğunun farkına vardım, tabi bu bulunduğum duruma uygun olduğundan herhangi bir sorun yaşamıyordum. Tabi bunlar ilerleyen zamanlarda çatışmalara döner mi diye düşünmedik, ama artık Maslow piramidini hayatım boyunca unutamam. Her uygulamamda hedef belirlerken SMART modelini kullanmaya başladım. Özetle eğitim öncesi projemde ekip şefi olarak, tecrübe ve deneyimlerimle ekip arkadaşlarımı insancıl olarak yönlendirerek, onları kırmadan projemi yürütmeye çalışıyormuşum. Aslında gidişat olarak iyi gözükse de durumun birden kötüye gidebileceğinin farkında değilmişim. Bu eğitim bende bu farkındalığı yaratarak, olaylarda gerekli analizleri yapıp doğru kararlar vermeme yardımcı oldu. Artık şundan eminim: Ben bulunduğum projede iyi bir YÖNETİCİ’yim diyebiliyorum. Bu eğitimi bizlere akıcı bir üslupla, daima güler yüzlü, teoride kalmadan, genelde net ve anlaşılabilir örneklemelerle, uygulamalı olarak verdiğiniz için teşekkür eder ve hayatınızda başarılar dilerim.
Temser
Gökhan YEŞİL (Proje Sorumlusu) - Şirket içinde aldığımız eğitimler bildiğimiz ama uygulama konusunda zayıf kaldığımız konuların hatırlatılması açısından çok faydalı olmuştur. Bizlere pratik çözüm ve olaylara yaklaşım konusunda ipuçları verdi. Personellere yaklaşımımız, onların sorunlarını çözmekte verdiğimiz çaba çalışanlarımıza da yansıdı ve onlara güven verdi. Hepsi biliyor ki sorunların çözülmesinde ve problemlerin aşılmasında kişisel olarak değil bir bütün olarak çabalıyoruz. Karşımızdakini dinliyor ve doğru değerlendirmelerde bulunuyoruz, onların psikolojisini öğreniyor hangi durumlarda nasıl tepkiler verebileceklerini çözümlüyoruz. Kimin hangi görevlerde başarılı olabileceğini biliyor ona göre görev paylaşımı yaptırıyoruz ki bu bize sıfır hatayla yaklaşmamızda yardımcı oluyor. Sadece görev adamı olmak değil geliştirici faaliyetlerde bulunacak ve en iyiyi bulmamıza yardımcı olacak arkadaşlar yetiştirmekteki çabamız arttı. Bize aksettirilen sorunları zamanında çözmeye çalışmamız çözümü zor sorunların açıklamalarını yapmamız bizim çalışanlar gözündeki güvenimizi arttırdığını düşünüyorum. Yaptığımız kişisel ve genel görüşmelerde, bizlerin onlara gösterdiğimiz özen, onların da işlerine gösterdiği özeni arttırmakta ve işlerine sahip çıkmalarını tetiklemektedir. Olaylara ve personellere yaklaşımımızın olumlu yönde değişmesi personel performansına yansıdığı için; yapılması gereken işlerin daha özenle ve şevkle yapılmasına neden olmaktadır. Tabi ki personelin işini severek yapması zoraki değil, isteyerek saygı göstermesi, bir aile, bir takım olduğunu bilerek sorumluluk alması, görevlerini aksatmaması da birer yönetici olarak bizi de mutlu etmektedir. Size de verdiğiniz eğitimler ve bize kattığınız olumlu gelişmelerden dolayı çok teşekkür ederiz. Sizi tanımaktan mutluluk duydum. Umarım bir gün kaldığımız yerden devam ederiz. Her şey gönlünüzce olsun sevgiyle kalın. Hayat boyu başarı ve mutluluklar siz ve sevdiklerinizle birlikte olsun. Çalışanlarımız tarafından doldurulan anketlerde; eğitimden sonra yöneticilerin daha güler yüzlü, çalışanlara daha saygılı ve onları dinleyerek çözüm arayışlarında artış görüldüğü öne çıkmıştır. Çalışanlarımız şirket içinde yapılan bu eğitimlerin çok faydalı olduğunu düşünmektedirler. Kendileri de sık sık bu eğitimlerde bulunmak istediklerini bildirmişlerdir. Yöneticilerin eğitimlerden sonra beden dillerini çok iyi kullandıklarını, kendilerine daha ılımlı davranıldığını ve çözümcül yaklaşıldığını, kendilerine gösterilen ilginin ve güler yüzün arttığını, bunun da işlerine daha olumlu yansıdığını gözlediklerini bildirmişlerdir. Motivasyonu iyileştirecek konularda yardımcı olduğunu, yapılan yanlışların araştırılıp ona göre karar verildiğini düşünüyorlar. Hal ve hatırlarının sık sık sorulduğunu, gerek özel, gerekse iş yaşamında yardımcı olmak için hiçbir fedakarlıktan kaçınılmadığını düşünen çalışanlarımız çalışma şevklerinin arttığını düşünmektedirler. Kendilerine yapılan anketlerin ve toplantılarda görüşmelerinin tek tek alınmasının ve bunları içtenlikle söylemelerinin bile özgür bir ortamda çalıştıklarının göstergesi olduğunu biliyorlar. Özetle kendilerine verilen değerin farkındalar ve bunu layık olmaya çalışıyorlar. Biz bir takım olma yolunda ilerliyoruz. Saygılarımla !...
Temser
Ethem Deniz AKÇAGÜL (Proje Yöneticisi) -
En önemlisi biz yöneticilerin kuruma, işe ve çalışan arkadaşlarımıza bakışlarımız değişti. Çalışanlarımızı, binaya gelen dekorasyon görevlilerini, kısacası alt tabaka dediğimiz kısmı yani mevki makam sahibi olmayan herkesi bugünkü gibi dinleyemediğimizi, önyargılarımızın buna müsaade etmediğini gördük. Kendimizi bile eksik tanıdığımızı gördük. Sanki işletmesini yaptığımız tesisin sahibiymiş gibi elimizi arkamıza atıp dolaşırken, insanların hatalarının üzerinden prim yaparken, aslında o hataların kendi sefaletimizin bir sonucu olduğunu bilmeden incir çekirdeğini doldurmayan icraatlarımızla caka sattığımızı gördük. Bugün anladığım kadarıyla yönetici olmak işi yapanın bir anlamda hamallığını yapmakmış. Çünkü kişinin işi doğru yapması için yönetici her türlü alt yapı ve organizasyonu yapmak durumundadır. Yaklaşık bir yıl süren eğitimlerde ilk 3 aydan itibaren:
- Yanlış yönlendirme ve anonslarda yapılan hataları neredeyse sıfıra indi.
- Müşterilerden gelen tavır, davranış bozukluğuna ilişkin şikayetler gelmemeye başladı.
- Otoparklarda kapısı açık olan araçlar düzenli olarak takip edilmeye ve bilgiler dönmeye başladı.
- Arkadaşlarımızın çoğu kendisini daha iyi ifade eder hale geldi. Öz güvenleri gelişti.
- Müşterilerle daha mesafeli ve düzenli bilgi alışverişleri başladı. En azından “abi” kelimesi azaldı.
- En önemlisi kendilerini tanımaya başladılar. Davranışlarına isim verebiliyorlar. Örneğin önyargılarını, özgüven eksikliklerini kendileri tespit edebiliyorlar.
- Kendilerine değer biçmeye başladılar. Kurumun bir parçası olduklarını, kurum içinde kendilerinden beklenen işlerin önemini kavramaya başladılar. Yani sorumluluk bilinci gelişti.
- Kuruma olan güven duyguları gelişti. Bu durumu sirkülasyonlardan da takip etmek mümkündür. (Tabi en temel neden ekonomik olmasına rağmen zamanla ona rağmen sirkülasyon yaşanmakta idi)
İzGiz Plaza
Ekrem TURGUT (Proje Müdürü) - Hizmet sektöründe çalışanlara “eğitim var” denilince genellikle gitmek istemezler. Eğitimi boşa geçen zaman olarak görenler bile vardır. Fakat bu eğitim onlar gibi olmadı. Projemde eğitime ilk gidenler eğitimi aldıktan sonra; “tekrar ne zaman eğitim var” diye sormaya başladılar. Bence bunun nedeni; farklı anlatım, uygulamalı ve katılımcı bir eğitim olmasıydı. Bu nedenle daha çabuk algıladılar. Tüm personelime, eğitim aldıktan sonra akıllarında nelerin kaldığını test amacı ile, eğitimin özetini çıkarmaları konusunda ödev verip, sonuçları okuduğumda; hemen hepsinin eğitimde gördükleri konuları neredeyse tamamen hatırlamaları, bu aldıkları eğitimin ne kadar başarılı olduğunun bir kanıtıdır diye düşünüyorum. Bunun devamını sağlamak için her ekibe ayrı olarak devamlılık ve tazeleme eğitimleri verilmektedir. Almış oldukları eğitimleri işlerine gayet başarılı bir şekilde uyguladıklarını görmekteyim. Eğitimden önce yaşadığımız; “genellikle katlara gelenleri haber vermeme, araç parkları esnasında nezaket sorunları” gibi konularda eğitimden sonra hiç şikayet almamış olmam bunun bir göstergesidir. Bir diğer konu "işe geç kalmalar". İşe geç kalmak daima bir sorundu. Bu sorunun neredeyse tamamen ortadan kalktığını görmekteyim. Bu eğitimin biz yöneticilerin de üstünde büyük etkisi olduğuna inanıyorum. Çünkü bizler de artık personellerimizi buna göre değerlendirip, doğruya daha çabuk ulaşabiliriz. Bu bilgilerin projede işimizi daha kolaylaştıracağı kesindir.
Harmancı Giz Plaza
Murat BEYHAN (Proje Müdürü)
error: Content is protected !!